SARI İNEK
Bir zamanlar aynı ormanda yaşamakta olan bir aslan sürüsü ve birde inek sürüsü varmış. Aslan sürüsünün gözü, inek sürüsünde imiş. Ama inek sürüsü kendini savunacak kadar kalabalık ve güçlüymüş. Aç kalan aslanlar zamanla yorgun düşmüşler ve güçsüz kalmışlar. Düşünüp taşınmışlar ve bir plan yapmışlar. Eğer sürüye

saldırırlarsa, güçlü ve kalabalık sürü karşısında yenik düşecekleri ortada. Hiç çaba ve enerji harcamadan nasıl açlıklarını giderebilirler, karınlarını doyurabilirler. Bunu düşünmüşler ve aralarında konuşup anlaşarak bir karara varmışlar. Aralarında anlaşan aslanlar, ineklerin sürüsüne bir aracı gönderirler. İnek sürüsüne giden aslan şunları söyler: Eğer size saldırırsak ne olacağını hepiniz biliyorsunuz. Aranızdan birini mutlaka yakalayıp yiyeceğiz ve siz buna engel olamayacaksınız. Gelin bizi uğraştırmayın. Aranızdan bir tane ineğin rengi daha sarı, sizden daha farklı. Bizim de gözümüze takılıyor. O ineği bize verin ve bizde size saldırmadan karnımızı doyurmuş olalım. Karnımız doyunca da güzelce geçinip gideriz demiş. Zaten birimiz yem olacak! İnekler bir araya gelerek düşünmüşler ve bilge ineğe teklifi sunmuşlar. Bilge İnek; ?Olmaz? diyerek yanıt vermiş. ?Aramızdan hiç kimseyi veremeyiz.? Fakat aslanlar oldukça ısrarlı davranmışlar ve en sonunda inekleri razı etmişler. İneklerde; ?Saldırırlarsa zaten birimiz yem olacak. Hem biz yorgun düşeceğiz. Bir inekten ne olacak? Biz büyük bir sürüyüz, kimse bize bir şey yapamaz? diyerek vermişler sarı ineği aslanlara. Aslanlar, sarı ineği bir güzel yiyerek karınlarını doyurmuşlar ve kendilerine gelmeye başlamışlar.
Aradan bir kaç gün geçmiş ve aslanlar tekrar açlıktan bitkin düşmeye başlamışlar. Aracı aslanı yine göndermişler inek sürüsüne.?Aranızda bir inek var. Boynuzu kırık ve sinirlerimizi bozuyor. Bize onuda verin, ne siz yorulun ne de biz uğraşalım? demişler. Barıştan yana olan inekler ikinci kez teklifi kabul ederek, boynuzu kırık olan ineği de vermişler. İşi artık tamamen öğrenen uyanık aslanlar; topal inek, kısa kuyruklu inek, zayıf inek, şöyle böyle inek diyerek inekleri bir bir mideye indirmişler. Haliyle sürüdeki inek sayısı da günden güne iyice azalmaya başlamış. Aslanlar artık aracıya bile ihtiyaç duymadan, istedikleri gibi sürünün içine dalıp istediği ineği yakalayıp yemeye başlamışlar. Sürüdeki ileri gelen inekler, paniğe kapılarak bilge ineğe gitmişler ve ?Biz nerede hata yapıyoruz? Neden böyle oldu, sürümüz yok olacak!? demişler.